30 Nisan 2010

ITU Oyun Şenliği


Havalar ısınmaya başladı, üniversitelerde bahar şenlikleri de ortaya çıkmaya başladığı bu zamanlarda İstanbul Teknik Üniversitesi’nde oyun şenliği adı altında bir etkinlik gerçekleştirildi. İyi Fikirler Atölyesi ve donanımalanı ekibi olarak bizlere ayrılan standımızda oyun şenliği içerisinde öğrenciler ile bir araya geldik.
12-13 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen bahar şenliği içerisindeki oyun şenliğinde, üniversite içerisinde oyun geliştirme konusunda çeşitli konuşmalar, sohbetler oldu. Bulunduğumuz yerde yapmış olduğumuz iki sistem içerisinden birisinde üç boyut teknolojisini tanıtmaya ve oyun keyfi yaşatmaya, diğer yandan crossfire sistemli oyun bilgisayarı ile yeni ATI teknolojisi olan Eyefinityi oyunseverlere Call of Duty: Modern Warfare 2 oyununu tanıttık. Yapmış olduğumuz sistemlerde üç boyutlu teknolojinin monitörler üzerindeki sadece bir platform farkı olarak (derinlik) oyunlardaki performanslarını öğrencilerle tartıştık ve paylaştık. Bunun yanı sıra aynı üç boyut teknolojisi ve yarış oyunlarında artık bir zevk haline ve vazgeçilmez haline gelen direksiyon ile birleştirerek oyun zevkini zirveye taşımaya çalıştık. Diğer tarafta yapmış olduğumuz uzay montaj oyun sisteminde günümüzdeki en başarılı performansa sahip kartlardan biri olan Powercolor’ın 5870 PCS+ 1Gb’lık ekran kartlarını crossfire desteği ile görsel şölene dönüştürmeye ve ATI’nin bir bakıma NVIDIA’nın üç boyut teknolojisine cevap olarak kullanıcılara sunduğu Eyefinity ( birden çok monitör üzerinde çalışma) teknolojisini öğrenci arkadaşlarımız ile paylaştık.Pek çok kişinin daha yeni adını duyduğu IN Win markanın yeni üretmiş olduğu ve oyuncu kasası olarak tanıttığı Maelstrom adlı kasayı oyun severlere tanıttık.Bu kasanın diğer kasalara göre en önemli bir farkı var.Buda kasa içerisinde yerleştirilen ve sadece Alienware kasalarda şu zamana kadar gördüğümüz sünger sistemi ile kasa içindeki gürültüyü en aza indirme çalışması ve ses yalıtımı olduğunu birlikte keşfettik. Overclock (hızaşırtma) uzmanı arkadaşımız Bilal Taşçı ile bu teknoloji hakkında oyun severlere ve bilgisayar tutkunlarına bilgileri paylaştık.Yapmış olduğumuz rekor denemeleri,yakın zamanda yapacağımız denemeler ve bunları yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında düşüncelerimiz öğrencilerle paylaştık.
Oldukça keyifli geçen etkinlikte bizlere destek olan başta Intel,Powercolor,MSI,In Win firmalarına  IFK ve donanimalanı olarak sonsuz teşekkürler.Bir başka etkinlikte görüşmek üzere.

17 Nisan 2010

Assassin's Creed-II

Altair hikayesinin kahramanı Desmond ile yolculuk başka bir boyutta ve gerçek ile Animus hikayesi birleşimi ile devam ediyor.Suikastçiler yok olma tehlikesi ile karşı karşıya,Templar yıllar sonra yine karşımızda.

İlk oyunun vermiş olduğu aksiyon keyfinin ardından kısa bir zaman önce oyunseverler ile buluşan suikastçinin 2.oyununu incelemeye aldık.İlk oyunda 11.ile 13.yüzyıllar arasında geçen mücadelenin ardından ihanete uğrayan Altair'in sonraki zamanlarda gelmiş geçmiş en büyük suikastçileri arasında yer almasından yaklaşık bir yüzyıl sonra oyunumuzun hikayesi İtalya'da geçiyor.14.yüzyılın sonlarında Fiorentina'da Ezio adındaki bir gencin hayatı ve Desmond aracılığı ile suikastçi olma hikayesini barındırıyor.Geçmişte babasıda bir suikastçi olan Ezio'nun babası ve iki kardeşinin idam edilmesinin ardından son kız kardeşi ve annesini amcasına emanet etmesinin ardından,amcası ona babasınında suikastçi olduğunu ve mirası olarak onun giydiği suikastçi kıyafetinin bir sebebi olduğunu söyledikten sonra Ezio'nun hayatı başlıyor.Diğer taraftan Lucy'nin Desmond'ı Dr.Vidic'in elinden kaçırması ve doktor'un Desmond'ı Animus içinde yem olarak kullanmasını öğrenmesinin ardından gerçek hayattada Desmond-Vidic savaşı olduğunu söylemek mümkün.Amacımız suikastçileri yoketmeye çalışan ve Tanrıların gücü olarak söylentilerde yer alan büyük gücü almak isteyen düşmanlarımızı ortadan kaldırmak ve özellikle Vatikan Papa'sını ortadan kaldırmakta görevlerimiz arasında yer alıyor.

İlk oyundaki özelliklerin ve detayların yanında,yeni oyunda farklı savaş kombinasyonları,para sistemi,silah ve giysi seçenekleri gibi pek çok yenilikle karşılaşıyoruz.Bana göre ilk oyunda eksikliğini çok hissettiğim halk arasında kaynaşma problemi bu oyunda oldukça mantıklı ve hoş şekilde tamamlanmış.Eğer arkanızda pek çok asker kovalıyor ve saklanacak bir yeriniz de yok ise,birkaç sokak kaçışı ile biraz uzaklaştıktan sonra halk arasına girip kaynaşmanız ortadan kaybolmanızı sağlıyor.Diğer yandan bir ufak eksiklik olarak iki askeri tek tek almak yerine artık iki elle aynı anda temizleyebiliyor olmamızda görevleri yapma bakımından ve ekstra kombinasyon olarak güzel bir detay olduğunu itiraf etmem gerek.Ayrıca zırhlarınızın hasar görmesi,sonucu kazandığınız paralar,sokakta insanların cebinden çaldığınız ufak çapta paralar veya belli yerlerde karşımıza çıkan sandıkların içinden büyük çapta paralar ile zırhımızı tamir edebilir hatta seviyelere göre üst seviye zırhlarıda satın alabiliyoruz.Bu oyunda hafıza içerisinde hızlı seyahat etme yerine,şehirler içindeki seyahatçiye vereceğimiz ufak bir bedel ile gitmemiz gereken yerlere hızlıca gidebiliyoruz.Ayrıca Viyana içerisindeki gondolları,at arabalarını ve sürpriz bir gelişme olarak en yakın dostumuz olan Leonardo da Vinci'nin tasarlamış olduğu bir tür Hezarfen Ahmet Çelebi tasarımına benzer yarasa kanatlarını kullanmamız bir başka güzel detaylardan bazıları.Bunların yanında ilk oyunda canımızın dolması için beklediğimiz ve çoğu zaman kaçtığımız sistemin yerine artık can iksiri içerek canımızı doldurma ve iksir satın alma,para karşılığı pek çok silah satın alabilme,hazine haritaları gibi pek çok özellik daha oyunseverlere sunulmuş.Artı düşmanlarımızı kontra ataklarla ortadan kaldırmak için önceden beklemek gerekiyordu.Şimdi ise onları tahrik edici sözler söyleyerek hiç beklemeden temizleme özelliğide oldukça rahatlatıcı bir özelli olduğunu söylemem gerek.Eksi yanlarından da bahsetmem gerekiyor.Hep iyi özellikler olsaydı 4/4lük oyun olurdu fakat nerdeyse hiç öyle bir oyun ortaya çıkmadı. Yapay zekalarda ortaya çıkan sorunlar,genellikle sadece izleyen askerler,siz nekadar hızlı koşsanızda aniden sizden hızlı koşup arkadan kılıç darbesi yiyebileceğiniz askerler,az da olsa savaş kombinasyonlarının karışması,havada kalan ölüler gibi eksi yönleri var.

Özetle Ubisoft aksiyon oyunlarını başarılya sürdürmeye devam ediyor.Oyun sürelerinden şikayet eden oyunseverlere ve aksiyon sever oyunseverlere tavsiye ederim.Zira oyunu bitirme süresi ortalama 13-17 saat arasında.İyi eğlenceler.

Metro-2033

Moskova harap halde,karanlık çağ günyüzüne çıkmış,yeryüzü zehirli bir gaza bulanmış.İnsanların yaşayabilecekleri tek yer,geçmişte kazdıkları yeraltı metroları.Her ne kadar güvenli görünsede ziyaretçiler heryerde.Hayatta kalabilme savaşına hazır mısınız?

Hikaye 2013 yılında dünyanın büyük felaketi yaşaması ve bu felakette pek çok insanın katledilmesi,yeryüzünün zehirli bir gaz ortaya çıkartması sebebiylede pek çok insanın zehirlenerek ölmesi ile insanların tek hayatta kalacağı yer olarak belirledikleri yeraltı metrolarındaki hayat savaşını konu alıyor.Oyunda 2013 yılıındaki faciadan sonra 2033 yılında Moskova'da geçmişte inşa edilmiş olan metro yollarındaki yaşam savaşı ve karanlık çağın ortaya çıkması ile de yeraltında bizleri yalnız bırakmayan mutasyon geçirmiş korku dolu yaratıklarla olan mücadelemiz yer alıyor.Artyom adındaki bir askeri yönlendirdiğimiz oyunda,verilen görevler ile hem ayakta kalmaya,hem alman düşmanlarımız ile savaşı,hemde mutasyona uğramış yaratıklarla savaşarak bu kaostan kurtulmaya çalışıyoruz.Mutasyona uğramış canavarlar ve bazı kitaplarda anlatılan cehennemin iblislerine benzer yaratıklarla mücadele ve en etkilisi ise karanlık atmosferler oyuna heyecan katıyor diyebiliriz.

Oyun içerisindeki grafikler ve detaylardan bahsedecek olursak,menü özellikleri bakımından diğer oyunlara göre biraz değişiklik söz konusu.Oyun grafik ayarları düşük,orta ve yüksek seçenekleri standart halde,fakat ilginç olan ise değiştirmek istediğiniz ayarlarda paketli haldeki grafik ayarları yüksekten aşağı indiğinizde hangi özelliklerin kapanacağını sizlere gösterebiliyor.Tuş ayarları menüsü ise değiştirmek istediğiniz tuş eğer başka bir tuş ile eşleşmiş ise,size bir uyarı geliyor ve hangi tuşun devre dışı kaldığını size bildiriyor.Bana göre bu güzel bir özellik,çünkü yeni ortaya çıkan oyunlarda bile çoğu zamanda değiştirmek istediğimiz tuş ilk yüklemede hangisi idi nerde değişiklik yaptık bulmakta zorlanılıyordu.Grafiksel detaylardan biraz bahsedecek olursak,oyundaki grafiksel detaylar oldukça başarılı.Daha öncede bahsettiğimiz gibi oyun içindeki atmosferin belli bir zaman sonra sizi içine çektiğinde korku ve heyecan öğeleri ile birleştiğinde oldukça etkileyici bir oyun olduğu açıkça ortada.Özellikle karanlık anlarda bir anda ortaya çıkan bir çift gözün size doğru yaklaştığını ve bu sahneyi de özellikle akşam odanızda karanlık bir ortamda yeteri kadar sesler açıkken oynandığında daha da zevk verebildiğini söyleyebilirim.Silah modellemeleri oldukça ilginç buldum.Özellikle keleşin üzerine konulan dürbün ideal ve net atışlar yapmak için önerilebilir bir seçenek.Peki bu kadar olumlu söylemden sonra olumsuz tarafları yok mu?Tabiki var bunlardan en çok göze batan düşmanlarınızın yapay zekası biraz zayıf kaldığını söylemem gerekiyor.Karanlık atmosferin bazı zamanlarda sıkıntı yaratabiliyor,kısa zamanlardaki oyun içindeki yavaşlamalar,özellikle merdiven çıkışındaki yavaşlamalar can sıkabiliyor.Birde eğer çok fazla mermi harcayan bir oyunsever iseniz mermi kıtlığı biraz sıkıntı yaratabilir.Tavsiyem dikkatli mermi kullanmaya özen gösterin,aksi takdirde kaçmanız gerekecek:)

Son sözler olarak söyleyebileceğim,oyun oldukça başarılı aksiyon olarak güzel ve etkileyici bunun dışındaki ilginç olayı ise oyunun çıkış tarihi ve istediği optimum sistem gereksiniminde,henüz piyasaya çıkmamış olan GTX 400 serisini istiyor olması bir bakıma ilginç görünüyor.Zira oyunun başlangıcındaki reklamlarında AMD ve ATI'nin yer alması kafalarda biraz soru işareti bırakabilir.Herkese iyi eğlenceler.

Metro 2033 minimum sistem gereksinimi;
Dual Core işlemci (Core 2 Duo daha iyi performans verir),1 GB Ram,Geforce 8800 veya GT220 üstü ekran kartı,
Metro 2033 önerilen sistem gereksinimi;
Quad Core işlemci ve 3.0GHZ üstü,2 GB Ram,DirectX 10 destekli GTX 260 ve üstü ekran kartı,
Metro 2033 optimum sistem gereksinimi;
Intel Core i7 işlemci,Nvidia DirectX11 destekli GTX 480 veya 470 ekran kartı,iyi performans için 8 GB Ram, hızlı bir harddisk veya SSD disk.

Necrovision-Lost Company

Hikaye devam ediyor.Alman ordusu şeytanın ordusunu alt etmek için var gücüyle savaşıyor.Bu savaşın sonu nereye varacak?Her ulustan gelen takviye birliklere önderlik eden cesur askerler mi,yoksa dünyanın sonunu getirmeye çalışan zombi ordusu mu?

Hikayemiz 1.Dünya savaşı içerisinde alman askerlerinin karşılaştığı zombi ordusuna karşı vermiş olduğu amansız mücadele ile ilk oyun olarak Necrovision'da başlamıştı.Hikaye kaldığı yerden devam edip,bu seferki görevimiz bu zombileri ortaya çıkartan büyücü olan Simon Bukner'ı ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.İlk oyundan farklı olarak yeni oyun içerisindeki yeniliklerden söz edersek,tek kişilik hikayede 10 yeni bölüm,15 yeni karakter,6 yeni silah,özel silahların yükseltilmesi,sürülebilen yeni tank ve araçlar ve çoklu oyunda yeni bir mod olarak "Gas Attack" ile karşımızda.Oynanabilirlik ilk oyundan biraz farklı olarak daha çok "Painkiller" oyununa benzeyen tarzda bir rahat oyun sunulmaya çalışılmış,grafiksel olarak ilk oyunda olduğu gibi yüksek grafiklerde gereğinden fazla zorlanma ve can sıkıcı yavaşlamalar mevcut.Ses detayları gayet güzel ve komik gördüğüm detaylardan biri ise,yeni karakterlerden bir zombinin kalkan kullanması ve o zombinin iskoç eteğine sahip bir şekilde size saldırıyor olması oldukça komik bir görüntü olarak gözüme ilişti.

Menü detaylarından biraz söz edersem,grafik ayarları hafif detaylandırılmış olması yeterli görünse bile,orta grafiklerde bile oyun içerisinde frame düşmelerine sebep olması,özellikle savaş ortasında hedef alma ve kaçmak için yarattığı sıkıntılar ile keyfinizi kaçırabilir.

Özetle,eğer alternatif bitireceğiniz oyununuz yoksa ve her ne olursa olsun oyun olsun diyenlerdenseniz deneyebilirsiniz,aksi halde şahsen ben daha güzel bir oyun bekliyordum bu sebeplede tam tavsiye edemiyorum.İyi eğlenceler.

6 Nisan 2010

Prison Break The Conspiracy

Evet uzun bir çalışma arasından sonra tekrar oyunlara dönmenin mutluluğu ile elime geçen ilk oyun olan Prison Break oyununun incelemesini yaparak kaldığımız yerden devam ediyorum.

Prison Break,dizi severlerin kimilerinin tv başından kalkamadığı,kimilerinin ise bilgisayardan kalkamadan heyecanla izlediği hapishane kaçış ve sonraki olayların yer aldığı dizi idi.Karşımızdaki oyunda dizi konusunu saptırmayacak şekilde bize farklı bir bakış açısından bakmamızı ve Fox River hapishanesindeki gelişmeleri görmemizi sağlıyor ve bir okadarda keyif verebiliyor.

Oyun,dizinin ilk sezonunda olduğu gibi Michael Scofield'ın ağabeyi Lincoln Burrows'u hapishaneden kaçırması ve yaşanan olayları, Tom Paxton adında şirket adına bir kukla olarak çalışan ajanı kontrol ederek yaşanan olayları ve şirket'in ajanı deyim yerinde ise satış yapıp yüzüstü bırakmasını ele alıyor.Hikayede ajan Paxton,Munnix adında şirket adına çalışan bir üst kademeden aldığı "Scofield ve Burrows'un kaçmasını" engelle görevini vermesi ile başlıyor.Ajanımız kaçışı engellemeye çalışmak için Fox River hapishanesine mahkum olarak girer.Daha sonra gelişen olaylar sırasında öldürülmek istendiğini öğrenir.Bunu araştırırken ölmesini isteyenin şirketin kendisi olduğunu öğrenen ajanımız,kaçış planını engellemek yerine kardeşlere gitmesi için sonradan planını değiştirmesini konu alıyor.

Oyun üçüncül kamera açısı olarakda tanımladığımız (TPS:Third Person Shooter) tarzı oyun olarak karşımıza geliyor.Grafik detayları ve görsellikler açısından oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.Özellikle oyun menüsü içerisindeki müziklerin ve arka planın cazibesi ilk oyunun açılışında karşımıza geldiğinde tekrardan hapishane aksiyonuna dönmenin heyecanı ve oyuna hemen başlama arzusunu epey arttırdığını söyleyebilirim.Grafiksel açıdan oldukça başarılı ve özellikle modellemelerin bence gerçekçiliği oldukça başarılı buldum.Özellikle başrol oyuncuları olan Abruzzi,T-Bag,Sucre,Lincoln,Scofield ve diğerlerinin benzerliği bende oynarken bir heyecan uyandırdığını itiraf etmem gerek.Oyun içerisinde aksiyon durumuna göre arka planda müzik değişikliği,çok az hatalarıda olsa yapay zekanın oyuna oldukça etkisi zevkli bir oyun keyfi sunmaya yetip artıyor bile.Oyunda sadece kötü özellik olarak söyleyebileceğim,oyun hikayesinin bana göre biraz kısa kalması.Tabi kimilerine göre normalde olabilir.Ama bu bile tadında kalması için yeterli olduğunu düşünüyorum.

Eğer vizelerden veya sınavlarınızdan çok sıkıldıysanız,biraz aksiyon ve heyecana ihtiyacınız varsa Prison Break dizisi kadar oyununu da öneriyorum.İyi eğlenceler herkese.